Klâsik Türk mûsıkîsinin en büyük bestekârlarından biri olan Ebûbekir Ağa 1685 yılında Eyüp’te doğmuştur. Bu sebeple (Eyyûbî Bekir Ağa) diye anılmıştır.
mûsıkîye gösterdiği istidattan dolayı genç yaşında Sultan III. Ahmed ve Sultan I. Mahmud’un takdirini kazanmış, çavuş mülâzımı olarak Enderun’un kiler odasına alınmıştır. Düzenli bir mûsıkî eğitimi alarak buradan yetişmiş, şöhreti gittikçe artmıştır. Mükemmel bir hanende, üstün bir bestekâr ve Enderun’da Fasl-ı Hümâyun Reisi, ayrıca hoca olmuştur. Özellikle ünü Sultan I. Mahmud döneminde yaygınlaşmış, bu sıralar hacca da gitmiştir. Lâle devrinin yeni sanat anlayışının hür havası içinde yetişen bu zarif bestekâr 1759 yılında İstanbul’da ölmüştür.
Zamanımıza kadar gelmiş olan klâsik şekildeki eserleri, yaşadığı devrin havasına uygun, şen ve şuh bir işçiliğin, bir lirizmin çok renkli ve tatlı sesleri belindeki ifâdesidir. Şeyhülislâm bestekâr Esad Efendi’nin vermiş olduğu rakamlarla eski yazma mecmualarda tespit edilen eserlerinin sayısı 400’e ulaşır. Eserlerinin pek çoğu günümüze ulaşamamıştır. Kaybolan eserlerinin içinden en büyüğü; Kara İsmail Ağa, İbrahim Çavuş, Âli Paşa ve Tab’i Mustafa Efendi ile ortaklaşa bestelediği Buselik-Aşîran makamındaki Kâr’dır. Dinî ve saz eseri yoktur. Repertuarımızda 1 kâr, 14 beste, 13 ağır semâî 14 yürük semâîsi bulunuyor. Şeyhülislâm Esat Efendi’nin verdiği bilgiye göre Ebûbekir Ağa’nın mûsıkî nazariyatına ait bir (Edvâr)’ı var ise de bu eserine hiç bir yerde rastlanmamıştır.
Eyüp Musiki Vakfı olarak; “Şarkıcı/Seviye 6”, “Çalgıcı/Seviye 6” ve “Koro Şefi/Seviye 6” Ulusal Meslek Standardı hazırlanarak ilgili kurum ve kuruluşlara görüşe gönderilmiştir.
İlgili tarafların görüşüne sunulmuş olan ilgili Ulusal Meslek Standardı’na ulaşmak için tıklayınız.